Kayıtlar

Ocak, 2021 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Bilinmesin

Bilinmesin, Yalnızlık biraz da Her şeyi bilmenin ta kendisidir.

Şelaleler

Sana böyle akmaktan çok korktuğum için oldu her şey Şelaleler de bu yüzden ilgilendiriyor beni Canımı mı yakıyordu Mutsuzluğuma mı alışıyordum seni severken

Buz ve ateş

Nereden bileceksin Beklemenin seni yaşamak olduğunu Bağırsam duyuramam Yol eskidi, uzak düştü Ve ben durup dururken çaresiz Tutup seni seviyorum, dilsiz bir tutku bu Durmadan düşmek gibi bir şey Çığlık çığlığa bir sessizlik ya da.

Mavi

Sen mavi giyin, ben denizi unuturum.

Yalnızlık hali

Yalnız bende değil yalnızlık hali Deniz de karanlık, gökyüzü de Bir acayip kuşların hali.

Söz

Uzaktakini beklemek hep bundan Kimi beklediğini bilmeden Gözü kapıda olanları anlıyorum şimdi Sevmeyi en iyi bilenler hep uykusuz Ansızın gözü dolanların, o anları çok kıymetliymiş Söz, gözlerimi kaçırarak seveceğim seni Kimseye söylemem söz Kendimi sevmeyi anca öğrendim Yolu bitenlere bu gece sessiz bir selam verdim Sessiz selamlar unutulmaz Söz, şimdi seni sabahı bekler gibi Hiç kaybetmemiş Karanlığa düşmemiş gibi...

Belki

Belki bizim de zamanımız gelir, belki de zamanımız çoktan geçmiştir. Kimbilir belki asla gerçekleşmeyecek düşlerin peşinde yorgun, alıngan, tedirgin ve ümitsiz. Hayıflanarak tükettiğin onca gündüzün, yutkunarak sabahladığın sayısız gecenin, sana getireceği bir avuç kum tanesidir belki de. Ya dedikleri gibi kışın sonu bahardır ya da bizim aklımız şaşmıştır. Yüreğinde büyüttüğün çöllerdesindir belki pusulasız, yitik. Zihnine girdiğin insanda belki bir adın kalmıştır belki o dahi kayıptır.

Yarınların mutluluğu

Yarınların mutluluğunu bilemem ben. Acı dolu imgelerden zevk yontmak üzerine kurulu bir düzenim var. Şair değilim hani, sadece kelimelerle kuklacılık oynamayı severim. Kalemim kımıldadıkça özgürüm, zira özgürlük, o anları, en koyularını dolu dolu yaşamakta.

İnandır beni dünya

İnandır beni dünya, Yıllar geçti ve bir şey kaybetmedim hayretimden. Herkes bir saat alsada çoğalmaz zaman. Ve ben bazı şeyleri açıklayamam. Yetmezken birimizin açtığı boşlukta yalnız kalmaya, neden kapansın göğsümde taşıdığım bu güzel yara. Kader kimi seçerse kaptan o olsun. Ben hangi Pazartesiyi beklediğimi bilmiyorum.

Aykırı uçlar

Yaşamı düz bir çizgide tutmak tükenmektir. Yaşamak zorunda olduğumuz şunca yılı aykırı uçlar arasında gezdirip geçirmedikçe,  alışkanlıkların sınırlarını aşmadıkça zaman zaman, yaşamak nasıl yenilik olur, tükenmek değil de.

His

Hissetmeyi sev çocuk, her şeyindir hissettiğin. 

Sevgi

Sevgi, gösterilen değil, saklanamayandır.

Usulca

Sussam dilime yazık Uçmamak kanatlarıma Gün yine acıya çaldı bir yerde Zaman akışta

Nasıl anlatırız

Kime nasıl anlatırız yağmurun dindiğini Bittiğini zamanların Düştüğünü yaprakların dallarından Ve durduğunu her şeyin, Beklediğini sabırla yeni bir şeyleri Ki bu birazda umudumuzdur.

Her aşk kendini yaşar

Her aşk kendini yaşar Çaldığın kapı kapanır sonunda İçinde bir sen bulursun Büyümüş, anlamış, yorgun

Kıymetini bilmek lazım aşkın

Kıymetini bilmek lazım aşkın Kaybetmeden önce emek vermek Gurursa mesele, dert etmemek lazım Hoş görmek lazım sevdiğini Yeri geldiğinde kâbullenmek Değiştirmeden öylece Çok sevmek lazım Her şeye yetmese de var gücünle sevmek.

Kılıç çeken kılıçla ölür

Uzun bir dize dayardı hayat her sabah karnıma Şiir için düelloya gelmiş bir sevgili gibi, Sorardı: Daha yazacak mısın? Hayır derdim, Artık yazmayacağım. Ama şöyle denir: Kılıç çeken kılıçla ölür.

Duygularımın tarifi

Kalemler seni söylüyor, satırlar beni Bir sen kaldın şimdi benden geri Ne küçük bir çocuk mutluluğu Ne de kalabalık bir toz bulutu Duygularımın tarifi

Hayattır sevmek

Ve bazen hayattır sevmek Birini çok uzaktayken bile Yüreğinde taşıyabilmek.

Yaşıyoruz

Kimse kendinden bir yere gitmiyor, yaşıyoruz sessizce yaramızı severek.

Ben böyleyim

Hayat benim, her anımı Yaşadıkça sevesim var Aldırmam hiç yağmurlara Benim güzel hatalarım var Bir an bile vazgeçmedim  Kendi yolumdan.

Affı olmaz sustuklarımızın

Benim söyleyemediklerim Senin duymadıkların Aramızda kalamayanlar Paylaşamadıklarımız Affı olmaz sustuklarımızın Aşksa aşk, küfürse küfür Duyman gerekiyorsa kulağında çınlamalı Her hecesi.

Herkes kırılamaz

Herkes kırılamaz İpince bir dal olmak gerekir Kırılmak için Ama dünya kütüklerin Ağlamaz herkes Ağlayabilmek kadar büyümek gerekir Dünya ise küçüklerin Sevemez herkes Bir orman olmak gerekir sevmek için Bak ki dünya çöllerin Ve vakur bir damla olmak Dalga için Katılmak okyanusa aşk için

İz

Gündüz hayalimde, gece düşümde. Bendesin gitmedin ki kaybedeyim izini.

İtiraf ediyorum

Geceleri, gökkuşağına boyamak mıdır suçum? Herkes bağırırken şiirler okumak mı, susmak mı sözün bittiği yerde Apansız uykum kaçıyor kaç gece, buda mı aleyhime kanıt? Sondan saymaya başladım adları, böyle hoşuma gidiyor Hep olmayacak düşler görüyorum, yenileceğim kavgalara giriyorum durmadan İtiraf ediyorum. 

Tarifi yok

Biliyorum ama tarifi yok şimdilik. Çok derinde hissi, ama net değil görüntü. Renkler solmuş seni göremiyorum. İstiyorum ama olmayacak biliyorum. Nelerden geçip geleceğim bir bilsen. Nasıl hazırım bilmiyorsun şimdiden. Kazanmak değil alışmak aslolan. Yenik düşmekten yorulmadım. Sana gelen tüm yollar beni açan. Bilmiyorum hangi serap peşindeyim bu defa. Hep aşk aradım ömrümde, sonunda seni buldum. Sıcak bir yuvam olsun sığındığım. Bazen kendimleyken yorulduğum. Bilemedim nereye doğru koştuğum. Ben düşünmem, düşünüp küçülmem. Beklerim bir ömür derdimi. Meraktan ölmekle sabırla sevmek. Geçtiğim tüm yollarda hep seni bilmek. Düş gördür bana, hep kandır beni. Her virajda umutla bakayım. Her ışığı sen sanayım. Her hüzne kapıldığımda, oradan hep seninle çıkayım. Bitmez insanın derdi, ne yazık. Nefes almak varken derinden, bizim gözler hep açık.

Anlamaya çalış

İnsan kaç kere sever? Bende cevabı çok açık. Hayatım boyunca aşık olduğum kişiyle birlikte olamayacağım. Beni bu gerçeğimle, bu noktadan bakarak anlamaya çalış.

Geride kalanlar

En iyilerimizin sonu genellikle kendi ellerinden olur Sırf uzaklaşmak için Ve geride kalanlar Birinin onlardan Uzaklaşmayı neden isteyebileceğini Bir türlü tam olarak anlamazlar.

Oysa ben

Oysa ben Her adımda biraz daha kaçıyorum kendimden Sensiz bir dünyada yaşamaya mâhkum ettiler beni Bütün şarkılarımı yıldızlara tutup yaktılar Herkes aydınlıkları alıp gitti sabahlardan

Yıldızların sevdiği çocuk

Kaydı avuçlarımdan umutların elleri Ben yıldızların sevdiği çocuk değilim artık Ne dudaklarımda herkesin söylediği şarkılar Nede yaşamanın çılgınlığına uyuyorum Büyüdükçe büyüyor içimin karanlığı Yanımda biri olduğunda yalnızlık duyuyorum.

Gözlerimde

Sen kalacaksın Kimse bilmeyecek Ve kimseler görmeyecek seni Yaşayacaksın gözlerimde.

Soylu yalnızlık

Acısını unutanın Yıldız dolmuyor gecesine Buydu bizim soylu yalnızlığımız.

Beklerim

Beklerim Son nefesime kadar değil Sen gelene kadar Ömürler boyunca...

Yaşıyor olmak

Yani yaşıyor olmak, yaşamakla bağdaşmaz bazen...

Tarif

Söyleyeceklerim hep eksikli kalır. Bir tek uykusuzluğunu tarif edebilirim onun.

Yanılgı

Çaresizliğimiz böylesine kolaydı işte. Hüznümüzü büyük şeylerden sanırsanız yanılırsınız.

Sevilmek mi?

Sevilmek mi? Öyleyse bırakma yüreğini şimdiki yolundan ayrılmaya Olduğun her şeyken şimdi Olmadığın şey olma Böylece kibarlığın, aşkın, güzelliğin  Sonsuz bir övgü konusu olacak yeryüzünde Ve aşk basit bir görev.

Haslet ( Yaradılış )

Yaşadıklarım yitirdiklerim oluyor hep Oysa tuttuğum elleri bırakmıyorum Sonra korkuyorlar hasletimden Ne denli sevgiye değer olduğumu söylüyorlar Gidiyorlar sonra.

Belki bir umuttum

İnanmakta geç, sevmekte çabuktum Bazen yaşadıklarım aklıma gelir de Kaç kere umutsuzluğun yolunu tuttum İstenmeyen adam hemen her devirde Hemen her devirde ateşten bir buluttum Binlerce umuttan, belki bir umuttum.

Yeniden

Şimdi her şey yeniden Yüreğim o eski aşk kalesi, yepyeni bir mazi yarattı sözcüklerin gücünden Dönüp ardıma bakıyorum, yoksun sen

Nedensiz

Dokunulmasa da, görülmese de Kalpte yer verilir bazılarına  Nedensiz Sen, aklım ve kalbim arasında kalan En güzel çaresizliğimsin.

Biraz bilirim

Biraz bilirim sevmenin ne olduğunu Sevginin kitabını yazmaya cesaret edecek kadar Ve bildiğimi yaşarım, bir kitaba sığmayacak kadar.

Çok çalıştım

Ne yormak istedim seni Ne de yormak kendimi Çok çalıştım Gitmeye de kalmaya da Gitsem de kalsam da vardığım yer hep aynıydı Sen.

Şiire inanmak

Sende sonsuzluğa doğru akan bir şeyler var İnsanın şiire inanası geliyor.

Hayatımın en güzel uykusu

Şu anda tek istediğim, mücadeleye kaldığım yerden devam edebilmek için güç toplayabilmek. Onsuz geçen yıllar beni fazlasıyla yıprattı. Yorgunum, ama pişman değilim, gururluyum. Ona hiçbir zaman gerçek dışı bir şey söylemediğim için. Bu sevgiyi hâlâ ilk günkü heyecanıyla yaşatabildiğim için. Son zamanlarda uyku nedir bilmiyorum doğrudur, bitkin düştüğüm anları saymazsak.  Uç noktalarda hayaller kurmuyorum. Uzun bi r tren yolculuğunda başımı omuzuna yaslayıp, kısacık da olsa, hayatımın en güzel uykusuna dalmak dışında.

Bugünlerden geriye

Bugünlerden geriye Bir yarına gidenler kalır Bir de yarınlar için direnenler Yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek

Acılara alışılmaz

Ama acılara alışılmaz Bir şeyler var değişecek Bir şeyler var, değiştirmemiz gereken Önce acılardan başlanacak.

Hüzün kovan kuşu

Gözyaşına dök yağmuru Düş uçacak bahara doğru Yollar açılıp konuşacak Mutlu edeceğim yokluğunu.

Kalbim

Uçmayı öğrenmeden göçmeye mecbur kalmış bir kuş gibi kalbim.

Seni sevdim

Seni sevdim. Seni birden bire değil usul usul sevdim. 'bir sabah uyandım' gibi değil, öyle değil. 

Yaşamak seninle

Yaşamak seninle bir başka zamanı Bir başka zamanda seni yaşamak İster çok uzaklarda ol İster yanı başımda dur Sen ol yeter ki bu zamanın içinde.  

Sevilmek

Ömrümün gerisine baktığımda hiç olmadığını fark ettim. Çocukluk işte... 

Zamanla

Zamanla yerleşir yaşadıkların, yeniden konumlanır, çoğalır. Anlamları, önemi kavranır. Bir zamanlar anlamadan yaşadığın şey, çok sonra değerini kazanır. Yokluğu derin ve sürekli bir sızı halini alır. Oysa yapacak bir şey kalmamıştır artık. Mutluluk geçip gitmiştir yanınızdan. Her şeye iyi gelen zaman sizi kanatır.

Biriktiriyorum

Ben hâlâ her şeyi sana anlatacakmış gibi biriktiriyorum.

Ardımda kalmadı

İnsanlar geçmişlerine en büyük ihaneti unutarak yapar. Benim geçmeyen geçmişim hep şimdim de duruyor. Anılar, unutmayı zorlaştırmak için verilmiş cezalardır. Ben bu cezaya gülümsüyorum. Senin bıraktığın hiçbir şey ardımda kalmadı.

Henüz öğrenemedim

Yokluğunun takvimini tutmuyorum artık Biraz yorgunum Biraz da kirletti sensizlik beni Nasıl iyi olunur henüz öğrenemedim ama 'İyiyim' ler yamaladım dilime.

Seni özlediğim içindir

Bütün acılara dayanıyorsam Seni özlediğim içindir Beklemenin korkunç zehri öldürmüyorsa beni Seni özlediğim içindir İçimde umut varsa Yine seni özlediğim içindir Seni bunca özlemesem, bunca sevemezdim ki!

Güzel olan

Güzel olan  Her günü seninle tekrar tekrar yaşamak Erimek yarını olmayan zamanlarda Durdurmak bir yerde bütün saatleri 

Hüzünler

Hak edilmiş hüzünlerimiz olacak mı bizim de...

Islak

Yağmuru unutsakta içimiz ıslak Her sözcükte ayrı bir özleyiş Bilmem ki bu nasıl konuşmak.

Seviyorsun demektir

Bir gün o seni hiç Ama hiç sevmediğini söylese bile Senin sevginde azalma olmayacaksa Ve ölünceye kadar onu aşkların En ölümsüzü ile sevebileceksen İşte o zaman Onu seviyorsun demektir.

Önümüz yaz

Sert rüzgarlar esti Dal kırıldı Önemi yok artık Önümüz yaz Deneriz yeniden gülmeyi İlk kırılan dalım değil ki Savaşım bu, beni ben yapan Önümüz yaz Bir kelebek ölür, başka kelebek çıkar kozasından Hep daha güçlü, hep umutlu...

Bugünlerde

Biraz yorgunum, kavgaları birikiyor insanın. Her uzvundan ayrı ayrı taşıyor acısı zamanla. Yaşımdan yorgun, yaşımdan telaşlıyım bugünlerde.

Renkleri beklemek

Bir şey var, bizim durum ona benziyor Umarsızlığı yüceltmek mi desem? Renkleri beklemek belki... 

İstedim

Her şey olabilecekken dünyada, sadece onun olabilmek istedim.

Yetemedim

Benim kelime hazinem çok geniştir, derdim. Senin bir kelimene yetemedim.

Aratma

Bir şeyleri soğut Bir şeyleri yak Dağıt bir şeyleri Bir şeyleri kur Kendini hiç yokmuşsun gibi aratma.

Bir ömür daha

Bir ömür daha lazım, bu hayattan sonra. Çünkü bu ömrümüz umut içinde geçti. 

Günler

Günler de yaşlanıyor insan gibi çünkü, umut da.

Her şey güzel başlar

Her şey güzel başlar, çünkü her şey bitmenin uzağında görünür. Oysa yanı başındadır. Herkes güzel başlar. Uzunca bir şarkıya yetecek kadar bir iç çekişle. Topu topu iki nefes arasında salınan bir sarkaca atlar gideriz yakınlara.

Baktım

Sonra çekildim bir kenara seyrettim bütün olup biteni. Baktım kimde ben ne kadarım, kim bende ne kadar kalmış diye.

Sadakatim

Daha bir çıplağım, karalardan daha kara giyindiğimde. Böyledir benim sadakatim. Ben ancak ben olduğumda sana dönüşebilirim. 

Yol alır insan

Kimi zaman epey yol alır da insan Çok sonradan fark eder Hep yerinde saydığını sanırken Hayallerini yaşadığını.

Lafı dolandırmadan

Hayatımın adım adım çöküşüne, olmaya özendiğim her şeyin ağır ağır sulara gömülüşüne tanıklık ettim gizlice. Diyebilirim ki, gönlüm neyi arzuladıysa ya da bir anımı, en azından bir anın düşünü neye adadıysam, en üst kattaki bir saksıdan düşmüş bir taş gibi kapımın önünde bin parçaya ayrılmıştır, lafı dolandırmadan söylenebilecek gerçeklerdendir bu. 

Sonsuz gece

Batabilir güneşler yeniden doğabilir Bir kere sönmeyegörsün kısa ışığı hayatımızın Geriye uyunacak sonsuz bir gece kalır. 

Var olan

Var olan bir şey varsa, o da yokluğun senin...

Aşkı tatmak

İlk adımlarını atan bir bebekten çok Aşkı tatmak gibi bir şey bu Güvenmek ve inanmak, başka hiç bir ihtimal yokmuşçasına Düşüp düşmeyeceğini umursamamak.

Mesafeler

Senden çok uzak olmalıydım Aramızda aşılmaz engeller olsun istiyordum Büyük dağlar, denizler olsun istiyordum Sana gelmeye gücüm yetmemeliydi Çaresizliğimin bütün hıncını, mesafelere yüklemeliydim.

Ayrılık

Ayrılık ne biliyor musun Ne araya yolların girmesi Ne kapanan kapılar Ne yıldız kayması gecede Ne ceplerde tren tarifesi İnsanın içini dökmekten vazgeçmesidir ayrılık

Aşk ve iyilik

Bakma belirsiz şeyler özlediğime Bilmediğimden değil Senin gerçeğin hem eski hem güzel Unuttuğum türküleri artık hatırladım Biri aşktı biri iyilikti

Kapı

Yüzüm kime dönük olursa olsun, yüreğim hep sana dönük olacak. Ben senden başkasına kapı nasıl açılır bilmiyorum.

Sızı

İnsan bazen nedensiz yere umutsuzluğa kapılır. Kimselere veremez sevgisini, kimselere kendini anlatamaz, evlere kapanır. Bazen denizler, kıyılar çeker insanı. İnsan bu kapılmayı anlayamaz, oysa çok eski bir yerde yaşanmasından korkulup, vazgeçilmez aşkların sızısıdır bu. Bu sızı, bu yenilgi mevsimlerle yıllarla devredilir başka insanlara. Bir insanın yaptığı hatanın diğer insanlara yayılması gibi.

Sevmek

Sevmek diyorum, herkes aşk anlıyor Oysa sevmek diyorum cancağızım, sadece sevmek Uçsuz bucaksız, sınırsız sorumsuz sevmek...

Hep aşıktım

Biliyorum yüzlerce kez böyle başladım anlatmaya, geceydi ve yağmur yağıyordu. Çünkü ben hep aşıktım.

Dünya bu kadar

Seni sevip çekildim, dedim dünya bu kadar.

Beklemeli insan

Ama bilirsin, kabuğuna çekilmek için bile büsbütün yaraya dönüşmeyi beklemeli insan.

Zamandan söz etmek

Bana zamandan söz ediyorlar. Gelip size zamandan söz ederler. Yaraları nasıl sardığından, ya da her şeye nasıl iyi geldiğinden. Zamanla ilgili bütün atasözleri gelir gündeme yeniden. Hepsini bilirsiniz zaten, bir işe yaramadığını bildiğiniz gibi. Dahası onlarda bilirler. Ama yine de güç verir bazı sözler, sözcükler. Öyle düşünürler. Bittiğine kendini inandırmak, ayrılığın gerçeğine katlanmak, sırtınızdaki hançeri çıkartmak, yüreğinizin unuttuğunuz yerleriyle yeniden karşılaşmak kolay değildir elbet. Kolay değildir bunlarla baş edebilmek, uğruna içinizi öldürmek. Zaman alır. Zaman, alır sizden bunların yükünü. O boşluk dolar elbet, yaralar kabuk bağlar, sızılar diner, acılar dibe çöker. Hayatta sevinilecek şeyler yeniden fark edilir. Bir yerlerden bulunup yeni mutluluklar edinilir. O boşluk doldu sanırsınız, oysa o boşluğu dolduran eksilmenizdir.

Tesadüfler

Çünkü insan ya korktuklarını yaşar ya da isteklerini. Ama asla tesadüfleri yaşamaz.

Gecenin üçü

Gecenin üçüdür en uygun zaman Düşünün, sabah çok yakın Oysa ışıltı yok ortalıkta Nerdeyse gece bitmiş ama sürmekte karanlık Henüz uyanmış bazıları Henüz uyumamış bazıları Bazıları uyanmış uykusuna doymadan Bazıları uykusuna varmadan doymuş.

Uçtuk gittik

Ben uzaktan severim Seni de öyle sevdim Bir tutam gökkuşağı karıştı sevdama Kuş kanadı bir tutam Bıraktık korkularımızı Uçtuk gittik.

Yoksa

Eksikliğe mi alışmışız, mutsuzluğa mı yoksa?

Gözyaşları

Dün ilk kez gözyaşlarıma şahitlik etti. Bilmesini istemezdim tüm gözyaşlarımın ona ait olduğunu, hayatımda sadece onun için döküldüğünü. İlk kez rol yapamadım, dik duramadım, duygu patlamasıydı, belki de ilk kez diz çöküş.

Şaka sanmıştı

Yıllar önce gidelim buralardan dediğim zaman şaka sanmıştı. Ben şaka yapmayı bilmeyen ciddi bir adamım. Nereden bilsin onunla ilgili konularda şaka yapmayacağımı. Ben o gün, o yola çoktannnn çıkmıştım.

Ben hep inançlı

Gitmek mi yitmektir, kalmak mı artık bilmiyorum. Yerini yadırgayan eşyalar gibiyim. Ben hep inançlı, gitmenin bir şeyi değiştirmeyeceğine. Belki bu yüzden ben sana yanlış bir yerden edilmiş bir büyük yemin gibiydim. Beni hep yaralayan o eve yine de döneyim istedim.

Öyle bir yer

Öyle bir yerdeyim ki. Ne gitmesi mümkün, ne kalması. Öyle bir yerdeyim işte vazgeçmekle direnmek arasında. Akla karanın tam ortasında. Kaybetmenin arifesinde, yeni bir hayatın eşiğindeyim. Kalsam canım yanacak, gitsem hayatım.

Bilir misin?

Ne kötüdür insanın aklıyla yüreği arasında çaresiz kalması. Ne kötüdür an kadar yakın, bir asır kadar uzak olması. Bilir misin? Ne acıdır insanın bildiğini anlatamaması. 'ben' deyip susması, 'sen' deyip ağlamaklı kalması.

O sevgi

Ben birini sevdiğim zaman Göğünü durmadan genişletirim Ama herkes rahattır kozasının içinde O sevgi artık kimsesizdir.

Gitmeler

O kadar da önemli değildir bırakıp gitmeler Arkalarında doldurulması mümkün olmayan boşluklar bırakılmasaydı eğer.

Kırık yürek

Öyle sert ve savruk Çarpıp kapıyı gidiyorsun ya Olsun Ben senin bir çocuk gibi akan gözyaşlarını da bilirim Kapıyı çarpman bir şey değil de Bu kırık yüreğimi nereye çarpalım şimdi.  

Sevgisizlik ayrılıktan daha zor

Beni yor hasretinle sevginle yor Sevgisizlik ayrılıktan daha zor Dilediğin kadar acıt canımı Yokluğun da varlığın da yetmiyor

Bir şey kaldı senden

Bir şey kaldı gecelerin birinde senden Öncesinde bilinmemiş bir şey Silinmez bir ses gibi giden Kelimelerden büyük, kelimelerin içinde Bir şey kaldı senden 

Anı

Anı olacak bir şeyim yok, her şeyin dünündeyim.

Sana birikiyorum

Hiç bir zaman duymayacağın Duysanda anlayamayacağın Bir çığlıkta Sana birikiyorum.

Umut

Umut diye bir şey yoktu ki, seni sevmeseydim.

Herhangi biri

Oysa sen kendini hâlâ hayatımdaki herhangi biri sanıyordun. (2015)

Kaderde varsan

Kaderde varsan, bir gün yollarımız çakışır mutlaka. Uzaklara gitme hevesi gelince yüreğine, tutma kendini. Çünkü o gün yollarımızın kesişeceği gündür.

Uçurum

Şimdi sen beni uçurumdan atsan Aklımda kalan tek şey Sırtıma değen ellerin olurdu.

Fark

Benim olmasını istemedim, ona ait olmayı istedim. Herkesin ayırt edebileceği bir fark değil bu.

Kalbim sende kaldı, kır gitsin

Benim aşktan anladığım Yaşananlar kâr saydığım Kalbim sende kaldı kır gitsin Suçlama sakın kendini Sevgisiz kalma benim gibi Düşünme beni boşver Sev gitsin Düşerim en son satırlara Zor gelir sıra vedalara Üzülme gözyaşımı dök bitsin

Sen ateşten korkarsın

Sen bana bakma İlk değil bu Gidenin kazandığı Hileli bir oyun bu Sen bana bakma Belki de en doğrusu bu Ben sonbaharım Döktüğüm son yaprak bu Ben ne yangınlar gördüm Öylece bırak beni Sen ateşten korkarsın Kaç kurtar kendini Ben ne yaralar aldım Hiç biri öldürmedi Sende git, unut beni

Son kurşun

Bilmiyor ki,  Ben, son kurşunumu ona teslim edeli çok oldu. Gözlerim kapalı, karşısında boynumu bükmelerim bundandır...

Sende bulduğum

Neden sen, sende bulduğum neydi? İyisi kötüsü, güzeli çirkini ayırt ettiğimden değil Sende, kendimi bulduğum için 'sen'

Her sabah seninle başlar

Ben alışılmış şeyleri sevmem Yaşamaksa dilediğim gibi yaşamalıyım Sevmekse gönlümce sevmeliyim Kendi ellerimle yazmalıyım alın yazımı Ölmekse istediğim anda ölmeliyim.

Gitmekle

Nereye gidiyorum Gitmekle gidilmiyor ki Gitmekle gitmiş olamazsın Gönlün kalır Aklın kalır Anıların kalır

Sevmek mi gerek

İmkansızlıkları yaşamak mıdır sevmek Yoksa severken imkansız mıdır yaşayabilmek Zor mudur gözlerine bakarken sevgiyi görmek Yoksa sevgi midir gözlerindeki tek gerçek Kolay mıdır bir anda vazgeçip gitmek Yoksa gitmekten vazgeçip sevmek mi gerek...

Masumiyet

Sonu olmayan bir masumiyettir sevmek Tek masumiyet de hiç düşünmemek.

Yanmaktan korkmam

Gelirsen yolum genişler Gelmezsen hayalini severim Yanmaktan korkmam Ben bu aşka sağ çıktığım yerlerden geldim...

Kalmadı

Ben bütün yenilgilerini yaşadım hayatın, kalmadı geriye hiçbir şey...

Kalan

Bir şey kaldı bir denizin kıyısında senden Bakışlarla yüklü, söylemlerle sensiz Seninle dolu seninle sensiz bir şey Arandıkça bulunmamış yıllar yılı Bulundukça aramaklı.

Acıya yenik düşmek

Umudumu hiç bir zaman yitirmedim. Acılarıma ezdirmedim. Acı varsa onu duymak başka, acıya yenik düşmek başka. Acıya yenik değiliz.  Ne ben ne de şiirim.

Elde var hüzün

Hayat zamanda iz bırakmaz Bir boşluğa düşersin bir boşluktan Birikip yeniden sıçramak için Elde var hüzün.

Acımsın artık

Şimdi Söndü ışık Sustu dudağımdaki sen çalan ıslık Sen Dünya ahiret acımsın artık...

Sonrasızlık

Seni öylesine yaşadım ki İnan artık nereye baktığım belli değil Ne yaptığım belli değil Vardığım sonrasızlıktan.

Anlamaz

Şimdi onu nasıl inandırabilirim bütün bu süreyi onunla birlikte yaşadığıma? Onu unutmuş gibi yaşarken onu düşündüğüme? Anlamaz, görünüşe kapılır, anlamaz.

İnce yer

İnsanlarla oynanmamalı, bir yerleri var, bir ince yerleri, işte oraya değmemeli...

Seni sevmek

Verdiğin her kederin yüreğimde yeri var. Hangi kitabı açtıysam seni okudum yıllardır. Hangi aynaya baktıysam seni gördüm. Gel desen gelemem, git desen gidemem. Öl desen kanım akmaz. Anladım artık seni sevmek yüce bir şey. 

Gidince sen

Oysa ölünecek bir şey yokmuş Gidince sen Yaşanacak bir şey olmadığı kadar...

İki yüzlü hayat

Seni sevdiğimi göreceksin, sevmediğim zaman. Çünkü iki yüzüyle karşına çıkar hayat. Bir sözcük sessizliğin kanadı olur bakarsın, ateş de pay alır kendine soğuktan.

Hatırlandığı gibi

Hiçbir şey göründüğü hatta yaşandığı gibi değil, her şey hatırlandığı gibi.

İlla

İlla görmek için mi beklenir güzel günler Beklemekte güzel...

Kişiler

Yaşamında en çok yakınlaşma ihtiyacı duyacağın kişiler, senden uzaklaşma gereksinimini en çok duyan kişiler olacaktır.

Yarım yamalak

İşte böyle bir şeydi seni yaşamak Yarım yamalak...

Gönül ile akıl

Gönül ile aklı koydum kafese, Biri 'umut' diyor Biri 'kes' diyor Çırpındıkça kaldım nefes nefese Biri 'dayan' diyor Biri 'pes' diyor Yüreğim döndükçe döndüm ak kora Sabrım demir aldı, yelkenler fora Gitmek istiyorum çok uzaklara Biri 'aman' diyor, biri 'es' diyor.

Şimdi ve sonra

Zamanın ve aynanın önüne bırakılmış kısa bir mektup bu. Belki çok sonra anlayacaksın içindekileri, ama şimdi okuyorsun.

Beklediğim vardı yaşamaktan

Benim de bir insan tarafım vardı Bakma böyle kötü olduğuma Benim de dileklerim vardı Benim de bir beklediğim vardı yaşamaktan Yeter artık vurma yüzüme çirkinliğimi Her gün bir erkek ağlar benim yüzümde Büyük dertler için benim ellerim Sen sevildiğin için güzelsin bu kadar Ben sevilmediğimden böyle çirkinim. 

O ülke

Sen gittiğin o ülkesin varılmıyorsun Vurmuş sonrasız nasıl en güzel sulara...

Yoksunluk

Nereden ya da nasıl geldiğimin önemi yok. Karşına dikilmek ve gözlerine bakmak için, hiçbir tarih kitabında yazılmayacak kahramanlıkları geride bıraktım. Yarına aktarılmayacak şölenleri. Hiçbir zaman bilinmeyecek, ölümüne yorgunlukları. Yoksunluk ve olmamaya dair.

Hayatın rüzgarı

Herkes kendi gördüğüne bakar Peki hayatın rüzgarında kime yelkeniz Kıpırdamadan duramayız bir aşk boyu Hadi en kanadığımız yerden susalım Gel desen gelirdim Git dedin ve gittin.

Oysa

Herkes fazlasıyla sevmiş, ben eksikleriyle de sevdim oysa.

Şimdi yeni şeyler söylemek lazım

Her gün bir yerden göçmek ne iyi Her gün bir yere konmak ne güzel Bulanmadan, donmadan akmak ne hoş Dünle beraber gitti, kıymetlim Ne kadar söz varsa düne ait Şimdi yeni şeyler söylemek lazım...

Bazıları

Bazılarının mutsuzluğu, diğerlerinin aşkı hissettiği gibi hissettiğini biliyorum artık; öyle yoğun, mahrem ve karşılık beklemeksizin.

Beklediniz mi?

Gelmeyecek bir gideni, olmayacak bir nedeni, beklediniz mi? 

Anladım

Bir insanı herhangi biri kırabilir ama bir tek en sevdiği incitebilirmiş, çok acıttığında anladım. Fakat hak edermiş sevilen onun için dökülen her damla gözyaşını, gözyaşıyla birlikte sevinçler terk ettiğinde anladım. 

Bir kez daha

Aynı yerden sevmediğin için, sevdiklerinle aynı yerde değilsin O kadar Bir kez daha izin ver zamana Bir kez daha Filmlere tutun Müziğe tutun Şiire tutun

Var olan

İnsanın bir yanı nedense hep eksik Ve o eksiği tamamlayayım derken Var olan aşınıyor zamanla

Yük

Dünya'nın en büyük yüküdür, aklı sende olmayanı ısrarla yüreğinde taşımak. 

Söylemediğim

Ben susarak söyledim, söylemediğim her ne varsa...

Yazar silersin

Bazen ona bir şeyler yazarsın Yazar silersin Yazar silersin O hiç birini okumamış olur Ama sen hepsini söylemiş olursun

Çaresizliğin büyüklüğü

Bir gün seni unutmak zorunda kalırsam aşkımın küçüklüğüne değil, çaresizliğimin büyüklüğüne inan.

Pişmandım

Bu kadar fazla açıldığıma, içimi döktüğüme, kitap gibi konuştuğuma pişmandım. Karşımdakinin beni anlayacağından emin olmadan ne diye açılmıştım? Ama beni en iyi o anlardı.

Kaybetmek

Bir şeyi kaybetmek için önce ona sahip olmam gerekiyordu, yani kaybetmiş sayılmazdım.

Ne yapabilirim?

Ama ben bu kadar acıyı sen başkalarına benzeyesin diye çekmedim. Sana kırgın değilim. Yalnız attığın her yanlış adım dünyanın bir sütununu deviriyor. Hafızanda çatık kaşlı bir hatıra olarak yaşamak istemezdim. Sana dayanabilsem harabeler içinde yeni bir kale kurabilirdim kendimize. Olmadı, olmuyor.  Bu kitaplarında, fedakarlıklarında kimseye faydası yok. Sen de koş, sen de düş, sen de yaralan. Kalbimin duracağı bahtiyar güne kadar seninle beraber yaralanmaktan başka ne yapabilirim? 

Her şey tekrarlıyor

Her şey seni bekliyor, her şey gelmeni İçeri girmeni Senin elinin değmesini Gözünün dokunmasını Ve her şey tekrarlıyor Seni nice sevdiğimi.

Başladığım gün

Durup dururken hiç bitmeyecekmiş gibi Bağlanıyorum başladığım güne Ve her seferinde sen çıkıyorsun suyun yüzüne.

Boşluk

İstemeden varım ve istemeden öleceğim. Olduğum şeyle olmadığım şey arasında, hayal ettiğim şeyle hayatın beni yaptığı şey arasında bir boşluğum.

İz

Bende hayatımın sonuna kadar yetecek iz kaldı...

Sevilmeyenler

Bir acayiptir muhabbet bahsi Mutlaka kendini dereye atmaz sevilmeyenlerin hepsi İnsanların hünerleri çoktur İnsanlar sevilmeden de sevmesini bilirler...

Yalnız sana

'' ama ben en çok şeyi en kısa zamanda sana söyledim... yalnız sana. '' 

Her şeyi

Bazı şeyleri sana yazdığımı düşünüyorsan yanılıyorsun, her şeyi sana yazıyorum.

Sonra mı?

Bütün bir geceyi Uykusuz geçirmene sebep olan şeyleri Bir nefeste anlatamazsın Önce içine atarsın Sonra mı? Susarsın

Bir aşktan söz etmek

Böyle, kendime inandığım gibi inanmıştım ona da. Aşık olmanın ötesinde bir aşktan söz etmek, bir inançtı desem. Bu kadar dağılmam, kendimi bu dünyaya fırlatılmış gibi hissetmem bundan. Ne söylememi bekliyorsun, nefes aldıkça sızlayan bir ağrı var içimde. Susmam bundan, konuşmam bundan. Ben zaten o ilk acıyla ölmediğimde çok gücenmiştim hayata.

Kabuk tutmuş yaralar

Birisi kabuk tutmuş yaralarımızı okşamaya başladığında, cırt diye açılıveriyor ve oluk oluk kanamaya başlıyor yeniden. Birine teslim olduğumuzda ve içimizi döktüğümüzde, bedenimiz ve ruhumuz kan içinde kalıveriyor. O yüzden değil mi, içimizi tutmalarımız, birine teslim olmaktan korkmalarımız, ortalıkta tedirgin ve gergin dolanmalarımız? 

Yalan gülüşler

Sen bakma, bu kadar hüzünlü şeyler yazdığıma. Ben çok gülerim ve gülerken hiç kimse, yalan olduğunu anlamaz.

Bir sen yakınsın

Başkaları gitmiş olur gidince, bir sen yakınsın, uzakta kalınca. 

İçimizde bir yer

Sonra birden hayatımıza birisi giriyor. Onun sahip olduğu bir şey, belki kokusu, belki dokunuşu, belki gülüşü, belki zekası, belki hayata bakış tarzı, belki zevki, belki aldırmazlığı, belki ihtirası, belki de kötülüğü içimizdeki boşluğun bütün girinti çıkıntılarını dolduruyor.

Gayret et güzelim

Şimdi öyle uzak ki geldiğim yollar Yanlış bir öyküdeyim beni yeniden yaz...

Ne kötüdür

Ne kötüdür insanın aklıyla yüreği arasında çaresiz kalması Ne kötüdür an kadar yakın, bir asır kadar uzak olması Ve bilir misin ne acıdır insanın bildiğini anlatamaması 'Ben' deyip susması, 'Sen' deyip ağlamaklı kalması.

Başka

Biz başka severdik. O sebepten 'başka' sevemedik.

Uzaktan seviyorum

Öyle uzaktan seviyorum seni Yanaklarına sızan iki damla yaşını silmeden En çılgın kahkahalarına ortak olmadan En sevdiğin şarkıyı beraber mırıldanmadan Öyle uzaktan seviyorum seni Kırmadan Dökmeden Parçalamadan Üzmeden

Kış

Ve biz yine bir kış daha geçireceğiz, büyük öfkemizin içinde ve mukaddes ümidimizin ateşinde ısınarak. 

Bir bakış

Bir bakış bile yeterken anlatmaya her şeyi Kalbinizi dolduran duygular kalbinizde kaldı. 

Gidemiyor insan

'Git' diyorsun da Olmuyor işte git demekle Her şeye rağmen gidemiyor insan Ben de sana 'sev' diyorum mesela Sevebiliyor musun? 

Çıkıp gelsen

Çıkıp gelsen uzaklardan Baharı toplayıp gözlerinde  Vakit geldi desen  Bir gülüşünle silsen  Ömrümün ömrüne geç kalışını Ellerine varamayışımı Çaresiz bakışlarımı

Sonra anladım

Sonra anladım Hayat kısa falan değil Sevmelerim uzun Döner diye beklediklerimin yolu uzun

Sustuklarımda saklıyım

Söylediklerimden çok sustuklarımda saklıyım Ve gizlediklerimde gizliyim Beni anlamak için Konuştuklarımdan çok Sustuklarıma kulak verin Aklım sukütu sever benim Çünkü çok ağır ödeştik biz hayatla Ben sonu olmayan çok yollardan geçtim

Geçen zaman

Geçen zaman seni unutturma gayreti içerisinde. Bende hep geleceğe dair bir şeyler biriktirme telaşı. Zamana, oyalanacağı bir şeyler sunma gayreti. 

Dileklerim

Doğum günlerimde, söndürdüğüm mumların altında gizlediğim dileklerimde hep sen vardın.

Uğurlama

Sen bir kere gittin Ben her gün uğurluyorum. 

Baktım

Ona baktım, baktım, şu an, öleceğimi nasıl biliyorsam, o anda da onu bu dünyada görüp göreceğim, ya da başka bir dünyada bulmayı umut edebileceğim her şeyden çok daha fazla sevdiğimi biliyordum.

Söyleyemezsin

Sevdiğin insana söylemek istediklerin sonsuza dek içinde kalır. O, toprağın altındadır. Artık onun gözlerinin içine bakamazsın, kucaklayamazsın, ona henüz söylemediklerini söyleyemezsin.

Sana kızmıştım

Sana kızmıştım, doğru ama senden vazgeçebileceğimi nasıl düşünürsün? Yağmur yağmadığı için, toprak buluttan vazgeçebilir mi?

Sustuklarım

Çok şey vardı anlatılacak. O yüzden sustum. Birini söylesem, diğeri yarım kalacaktı. Sen, duydun mu sustukları mı?

Dünyaya siyah bakan adam

Sana çok içimi döktüm, biliyorsun karanlıklarda yüzen, dünyaya siyah bakan biriyim ben. Dinmeyen acımı, kendimi bildiğim günden beri kimseye belli etmeden yaşamayı becerdim yine de.

Deli kadın

Deli kadınlar iyidir Çünkü ne kahkahaları tutsak Ne gözyaşları sınırlı Ne arzuları mahpus Ne öfkeleri prangalıdır

Bazı adamlar

Bazı adamlar, incitmeden sevemezdi. Kırardı, dökerdi, yangınlar bırakırdı arkalarında. Bazı adamlarsa, tüm geçmişini unutturur, parmak uçlarından öperdi.

Son bakış

İlk bakışta değil Son bakıştadır aşk Yani ayrılırken sana nasıl bakıyorsa O kadar sevmiştir seni

Bahane

Keşke şöyle yapsaydım belki severdi deme. O senin için ne yaptı da sevdin sanki? Akıl işi değil gönül sevdi mi gerisi bahane.

O yer

Bekliyorum işte öylece O yerde, senin hiç gelmediğin Benimse, hiç gitmediğim.

Hayat

Hayat o kadar acımasız ki, bazen doğru olanı yapmak için en çok istediklerimizden vazgeçmemiz gerekir. Hayallerimizden bile.

Duygum

Uzaktan seçmişliğimdir senin bende kalan en güzel anın. Sen, yaklaşıp da uzaklaşmak zorunda olduğum. Sen, bana en yakın görünen ama en uzak olan duygum.

Değişmek zor

Değişmek zor, ama bazen aynı adam olmak daha zor. Hayat öyle yüklenir ki, ne kalmak istersin, ne gitmek. O durumdayım işte.

Kaybetmek

...ve kaybetmek daha güç bulamamaktan.

Son şey

İnsan her şeyini kaybettiğinde, elinde kalan son şey için umutsuzca savaşır.

İstedim

Bizi karşılaştıran hayata hep minnettar olmak istedim. Varlığımızı nimetten saymayı. Unutmamayı. En çok da güven duymayı istedim sana. Sözlerinin patikasında ilerleyeceğine inanmayı. Dünya çok kalabalık. İnsanlar çok yalnız. O kalabalıklığı da tek başınalığı da paylaşmayı istedim seninle. Birbirini tüketen değil, birlikte yaratan olalım istedim. Dahası birbirimizin ilhamı olmayı. Saydammışçasına ruhlarımızı okumayı. 

Gitmek

Bazen gitmek gerekir. Her şeyi öylece olduğu gibi bırakıp, geldiğinde bulamamayı göze alıp, gidebilmek gerekir. İleriye daha umutla bakabilmek için, ardında bıraktıklarına aldırmadan, yüreğinin sızısını cebine koyarak. Ve aslında gitmek için hiç bir zaman, gitmek zorunda kalmayı beklememek gerekir. 

Teşekkür

Tesadüf seni önüme çıkarmasaydı, gene aynı şekilde fakat her şeyden habersiz yaşayıp gidecektim. Sen bana, dünyada başka türlü bir hayatında mevcut olduğunu, benim bir de ruhum olduğunu öğrettin. Teşekkür ederim.

Aşktın sen

aşktın sen, gidişinden bildim seni...

Öğret bana

Öğret bana, nasıl unutulur düşünmek?

Bırak gitsin

Onu, sevebileceğinin en yücesiyle sevdin Titreme daha fazla kalbim Bağışla kendini, artık onu da Bırak gitsin... O senin ezel gününden kaderin Sen onu nasılsa bin kere daha seveceksin...

Herkes kalanıyla yaşar

Sonra her şey geçmedi Sonra her şey geçmez kolayca Herkes kalanıyla yaşar Kendinden geriye ne bıraktıysa

Varmışsın gibi

Ulaşınca herkes sever seni Ben ulaşamayınca da sevdim Yıldız tozu gibiyken sen Ya da kaf dağı çiçeği Olsun dedim ne yapayım Yatıp en erken uykulara Rüyalarımda göreyim diye Karıştırıp varlığını yokluğuna Yokken de varmışsın gibi sevdim.

Biter

Bazen bir söz yoktur O gün ne olduğunu özetleyecek zeki bir alıntı yoktur Bazen gün Sadece Biter.

O gün anlamalıydım

Daha o gün anlamalıydım bu ilişkinin yazgısını, takvim tutmazlığını. Aramızda bir düşman gibi duran zaman'ı daha o gün anlamalıydım. Senin bana erken, benim sana geç kaldığımı... 

Acıtan şey

Aslında insanı en çok acıtan şey, hayal kırıklıkları değil. Yaşanması mümkünken, yaşayamadığı mutluluklardır.

İncinebilirim

Sevenler birbirlerine yara izlerini gösterirler. İlk önce bunu yaparlar. Sana ruhumu açmadan önce bil ki incinebilirim demek için. Çünkü en çok sevdiklerin yaralar seni.

Ne kadar zor

Artık olmamak ne kadar zor, ne kadar zor bir daha bir şeyin içinde bulunmamak. Gerçek acı, kendi düşüncenin yer değiştirdiğini hissetmektir. Artık hayata dokunulmayan noktaya vardım, ama içimdeki her türlü iştah ve varlığın kıpırdanışlarıyla. Bir tek kaygım kaldı; kendimi yeniden inşa etmek.

Yara izleri

Gidenler bizden hep bir parça götürürler O parçanın yerinde de derin izler kalır Herkesin bir yara izi vardır, insanlardan gizlemeye çalıştığı Saklamak için uğraştığı bir yara izi Herkesin bir yara izi vardır Kimseye dokundurtmayacak kadar güzel olan Ve bir gün elbet birileri o yara izlerine dokunur.

Ayak sesi

Ben ayak seslerinden anlarım gelişini, seni tanımaktan öte bir hissediş bu...

Sessizce sevmek

Huzur, sessizce sevmek olabilirdi. Ama insan işte! bir bilinci var ve konuşması gerekiyor. Sevmek böylece cehenneme dönüşüyor.   

Senden başladım

Nereden başlamalıyım seni unutmaya bilmem ki, senden başladım unutmaya kendimi...

Tarifi zor

Sonra özlüyorsun işte... Onunla çok şey yaşamışta olsan, hiçbir şey yaşamamışta olsan, bir gün öncede görsen, hiç görmemişte olsan, çörekleniyor içine o his. Tarifi zor. Hani anlatmaya üşeniyorum derim ya bazen, aslında o gerçek bir üşenme değil... Ne kadar uğraşırsam uğraşayım anlatamayacağımı bildiğimden, kendi kendime uydurduğum bir savunma mekanizması sadece...

Anlatabildiğim

Benim onu sevmemin nasıl bir mucize olduğunu bilmiyor. Belkide sıradan ve vasıfsız bir şey gibi görüyor bunu. O da haklı. Neredeyse tanıyan herkes sevmiş onu. Farklı boyutlarda elbet. Ama bir şekilde sevmiş. Zaten onu birazcık tanıyan birinin kayıtsız kalması, sıradan biri gibi davranması mümkün değil. Fakat ben ne yapabilirim? Anlatamıyorum. Anlatamamanın sıkıntısı içimde ki telaşı kat be kat arttırıyor. Seni en çok ben seviyorum desem, en başka ben seviyorum ve en başta, herkesten çok, en çok en en... İçimden geçenleri bilse koşup boynuma sarılır. Oysa sadece anlatabildiğim kadarını biliyor. Anlatabildiğim kadarıyla ne yapılabilir? Birer çay içilebilir belki.

Anlamadan yaşamak

Bazen susmak gerekiyormuş Bazen bomboş bakmak gerekiyormuş hayatın yalanlarına Anlamaya çalışmak saçmalık Anlamadan yaşamak gerekiyormuş Ama bazen unutmak gerekiyormuş, unutulma pahasına Zaman değilmiş gideni getiren, aslında zamanmış var olanı götüren. 

Kim bilir

Belki uzak bir günde, büsbütün başka insanlar olarak, tekrar karşılaşır ve belki gülüşerek birbirimize ellerimizi uzatırız.

Yokluğun kadar

Herkesin yanımda olduğu kadar kalabalık değilim, senin yokluğun kadar yalnızım.

Biliyorum

Bana tutku verecek  herhangi bir şeye ya da kimseye artık rastlamayacağımı biliyorum. Birisini sevmeye kalkışmak, önemli bir işe girişmek gibidir. Enerji, kendini veriş, körlük ister. Hatta başlangıçta bir uçurumun üzerinden sıçramanın gerektiği bir an vardır. Düşünmeye kalkarsa atlayamaz insan. Bundan böyle artık bu gerekli sıçrayışı yapamayacağımı biliyorum.

Vasıfsız keder

Unutmanın acısı, ayrılığın acısından farklı. Ayrılık hüzne yakın, unutmak kasvete. Yani birini er geç unutmaya mahkum olduğunu bilmenin kasvetinden bahsediyorum. Birini yavaş yavaş unuttuğunun bilincine vardığın anların sıkıntısından bahsediyorum. O kişinin parça parça silinip alakasız hatıraların arasına karışmasından bahsediyorum. Belki de neden bahsettiğimi bilmiyorum, sadece üzülüyorum.

O an anladım

Birisinin senin için hayatında açtığı yeri büyütemeyeceğini, biri seni yaşamına ne kadar dahil ediyorsa onun için o kadar var olabileceğini o an anladım.

Hiçlik

Bir insana karşı tavır alabilirsiniz ya da kızıp aşağılayıcı sözlerle onu incitebilirsiniz, ama onun varlığını yok farzettiğinizde ona katlanılması en zor duyguyu yaşatırsınız. '' hiçlik ''

Yalnızlığı öğren

Sevmeyi değil, yalnızlığı öğren. Çünkü zor anlarında en çok ona ihtiyacın olacak . 

Konuşmaya muhtacım

Senelerden beri kimseye tek bir kelime söylemedim. Halbuki konuşmaya ne kadar muhtacım. Her şeyi içinde boğmaya mecbur olmak, diri diri mezara kapanmaktan başka nedir?

Gülerim ben

.....sonra yine güldü. Bir gün üzüntün geçince beni tanımış olduğuna sevineceksin. Hep dostum olarak kalacaksın. Gülmek isteyeceksin benimle birlikte. Koşup pencereyi açacaksın. Gökyüzüne gülerek baktığını gören dostların şaşıracaklar. Onlara diyeceksin ki, 'evet, ne olmuş, yıldızlara bakarken gülerim ben.'

Kadınlar

Kadınlar ile ilgili yapabilecek üç şey vardır; onu sevebilir, onun için acı çekebilir yada onu edebiyata çevirebilirsin.

Hayal

Bir aşkı otuz beş yıl diri tutmaya yeten hayal,  gerçeğin bir anlık görüntüsüyle tuzla buz olur. Aşk gerçekte doğar, hayalde yaşar ve tekrar gerçekte ölür.  

İki kişi

Bütün hikayeleri onun için anlattın, seni tanıması için. Çünkü bir yorguna varıyor konuşmak ve vakitler konuşmaya yeterli gelmiyor. Sonsuza dek konuşmamak zorunda iki kişi...

Aşk

Aşk, seni kendimden bile korumayı öğretti bana...

Güzel şeyler

Olmuyorsa zorlama, ya hayallerin kırılır ya kalbin. Unutmuş gibi yap. Çünkü güzel şeyler, onları hiç beklemediğin an gerçekleşir...

Susmalısın artık

ne kadar acı verici en yakın hissettiğinin en uzakta olması üzmemek kırmamak sorun çıkarmamak istedikçe her şeyi kötüye götürmem at içine tekrar acılarını kalbinde yerin kaldıysa eğer sen sessizliğinle güçlüydün unutma susmalısın artık...

Alışmak

İnsan her şeye alışır diyorlar ya, öyle değil aslında. Başka çaren olmadığı için katlanıyorsun ama alışmıyorsun.

Mutsuz olma ayrıcalığı

- değiştiremedikten sonra ne yararı var ki farkında olmanın ? - öyle söyleme, gerçeği bilmek ayrıcalıktır. - mutsuz olma ayrıcalığı.

Susuyorduk

Susuyorduk gene, susacaktık; dağ hangi boşluğumuzu dolduruyor, susmak bizi nereden eksiltip nereye biriktiriyor ve bu sis hangi çıplaklığımızı örtüyor, hiç bilemeyecektik. Her şeyi bilmek için erkendi belki, bilmeler yaşamalardan geçerdi ve biz önce yaşayacaktık.

Anılar

İnsanın ait olduğu tek yer, sahibi olduğu anılardır . Anılar hayallerden uzak yaşar.

Gerçek

Hayal olmayacak kadar gerçek, gerçek olmayacak kadar uzaktı...