Öylesine istedim ki seni Senden önce Öylesine, her şeyin içinde, öylesine dışında, gün, gece Seni öylesine yaşadım ki inan Artık nereye baktığım belli değil Ne yaptığım belli değil Vardığım sonrasızlıktan.
Unuttuk sevmeyi Sevilmek isterken O çok sevdiğimiz saatlerde hep başka düşler kurduk Vasıfsızdık, kimliksizdi duygularımız Sevgi çok arsız kılıyordu ruhumuzu Kalbimiz paramparça olunca vazgeçiyorduk.
Ve her gece yarısı başka biri olmaktan Sorgusunda hislerin Dünya güzeli olsan da iyi bir şeyi sever gibi sevdim İsterdim ki uzak kalsın bir yanın Bir yarını özlerken bir yanında hislerin.
Yalnız kalmaktan daha kötü şeylerde vardır hayatta ama genellikle bir ömür alır bunun farkına varmak, o zamanda çok geçtir ve çok geçten daha kötü bir şey yoktur bu hayatta.
İlk başta tam hissedemediğimiz kırılma anları var. Zamanla harap edici duygulara dönüşüyorlar. Yaralanmanın sıcaklığıyla ilk anda hissedilmeyen kurşunlar gibi. Böyle durumlarda biraz zaman her şeyi daha da beter ediyor.
Unuttuğum duygular sarmakta etrafımı Zaman geçmiş, yasaklar var Bir de imkansızlıklar Suç zamanda ya da seni bana getiren anka'da Sevme beni Sen sadece gül bana.
Kendini boşuna harcamış olur insan Dileğine erer de sevinç duymazsa Yıktığın hayat kendininki olsun daha iyi Yıkmakla kazandığın şey, kuşkulu bir mutluluksa.
Ve yanılmıyorsam yalnız insanların, kahvaltı edip ağladıkları pazar sabahları yokmuş o zaman. Mesela o zamanlar mutsuz olduğunda insanlar, yok olurmuş bazı dakikalar.
Bir masal geçti halkalardan, yüklemi epey derin sardı sarmalandı zamanla. Ne sen eskisin, ne ben deminki senim. Günler geceler geçse de üzerinden geçmişe müşteriyim.
Yeniden kanamaya müsait her yarada olduğu gibi, bende bugün sık sık kabuğuma dokundum. Sen bu izi o güzel yüzle nasıl yaptın? Her şey unutulur derler, bakma sen onlara. Ben hala geçersin diye korkuyorum.